Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

ayak tarağı

  • 1 ayak tarağı

    анат. плюсна́

    Türkçe-rusça sözlük > ayak tarağı

  • 2 tarak

    гре́бень (м) гребешо́к (м) расчёска (ж)
    * * *
    озвонч. -ğı
    1) расчёска, гре́бень, гребёнка

    tarak vurmak — расчёсывать во́лосы

    2) гра́бли
    3) бёрдо, чеса́лка ( ткацкая)
    4) гре́бень, гребешо́к ( у птиц)
    5) жа́бры ( у рыб)
    6) зоол. морско́й гребешо́к
    7) мор. трал

    tarak gemisi — тра́льщик

    ••
    - ayak tarağı
    - el tarağı

    Türkçe-rusça sözlük > tarak

  • 3 deniz

    "1. sea, ocean. 2. marine, maritime, nautical, naval. 3. waves, sea; a swell. -in açığı the offing. -e açılmak to put (out) to sea. - albayı navy captain. - ataşesi naval attaché. -de balık something not yet in hand, a bird in the bush. - baskını tidal wave, tsunami. - basması geol. marine transgression. - binbaşısı navy commander. - bindirmek for the sea to get rough suddenly. - buzu sea ice. - buzulu ice mass formed at the seashore. -den çıkmış balığa dönmek to feel like a fish out of water. - derya 1. the boundless seas. 2. all around, as far as the eye can see. - derya ayak altında. You have a wide view of the sea, spread out and beneath you. - durdu/ düştü. The sea has died down. -e düşen yılana sarılır. proverb A drowning man will clutch at a straw. -e elverişli seaworthy. - eri navy seaman. - feneri lighthouse. denizden/-i geçip kıyıda/çayda boğulmak to handle big problems successfully and come to grief over trifles. -e girmek to bathe, go swimming (in the sea). -e girse kurutur. colloq. He can´t do anything right. - hamamı formerly an enclosure for sea bathing. - haritası naut. chart. D- Harp Akademisi Naval Academy. - hortumu waterspout. - hukuku maritime law. -e indirmek /ı/ to launch (a ship). - kabarmak for the sea to get rough. - kazası shipwreck; accident at sea. - kenarı seashore. - kenarında kuyu kazmak to do something the hard way. -leri kolla! naut. Ease the ship! - kulübü seaside club; yacht club. -de kum, onda para. colloq. He has as much money as there is sand in the sea. - kurdu experienced sailor, sea dog, an old salt. - kuvvetleri naval forces. - mili nautical mile. - müzesi naval museum; oceanographic museum. - nakliyat şirketi shipping company. - otobüsü hovercraft; hydrofoil. - sigortası maritime insurance. - subayı naval officer. - tarağı dredge, dredger. - tehlikesi com. sea risks. - ticaret hukuku maritime law. - tutmak /ı/ to get seasick. - tutması seasickness. - uçağı seaplane. - üssü naval base. - yarbayı navy commander. - yeli the steady offshore breeze of summer. - yolları maritime lines. - yoluyla by sea. - yosunu seaweed."

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > deniz

См. также в других словарях:

  • ayak tarağı — is. Tarak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ayak — is., ğı, anat. 1) Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü 2) Bacak 3) Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri İskemlenin bir ayağı kırık. Bu köprünün dört ayağı var. 4) Vücudun… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • MUŞT-ÜL KADEM — Ayak tarağı …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • tarak — is., ğı 1) Saçların, sakalın, hayvan tüylerinin karışıklığını gidermeye veya kadınların saçlarını tutturmaya yarayan dişli araç Fil dişi tarağı da aşırmışlar, asıl buna canım yandı. R. H. Karay 2) Bahçıvanlıkta toprağın taşını ayıklamak için… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • taraklı — sf. 1) Tarağı olan O, bizim köylülerin cebi ipek mendilli, aynalı, taraklı dışarlıklarından. N. Cumalı 2) Başında tarak bulunan (kuş veya kadın) 3) Yol yol nakışlı Taraklı kumaş. 4) Tarağı geniş olan (ayak) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»